Bir Gece Yarısı


Sisli orman gecenin gelmesiyle uykuya dalmıştı. Gece kuşlarının sessizliğine, ufak patilerin koşarken yumuşak toprakta bıraktığı ritimler kalmıştı. Onun bulması gereken biri vardı, yıllardır kayıp olan biri. Yavru kurt onu bir çam ağacının dalları üzerinde buldu. Siyah tüyleri gün boyu yağan yağmurdan sonra ıslanmış, topraktan yayılan kokunun tadını çıkaran bir kuştu bu. 

“Sen,” diye seslendi yavru kurt. Sesinde bir yavruya göre daha fazla özgüven vardı. “Sana sorulacak sorularım var.” 


Kuzgun başını eğip ona baktı. Simsiyah gözlerinde geçmişin özlemi sezebilirdin. “Tabi, sor bakalım.” Sanki onu bekliyordu, bu yavrunun çıkıp geleceğini.


Kurt başını kaldırdı ve sordu. “Hedeflerimize ulaştık mı?” 


“Hayır,” dedi Kuzgun. “Yanına bile yaklaşamadık.” Gaklamalarında bariz bir dalga geçme vardı. Yavruyla değil, kendisiyle. 


Kurt hayal kırıklığına uğradı ama sormaya devam etti. “Peki, mutlu bir hayatımız oldu mu?” Bu sorusundan çok umutluydu.


Kuzgun kalın gagasını iki yana salladı. “Hayır, çok zorlu günler atlattık, hatırlamak istemediğimiz günler.”


Kurt bir süre sessiz kaldı ama o her zaman umutlu olmuştu. Son bir sordu. “Peki, istediğimiz üniversite hayatını elde ettik mi?” 


Kuş geçmişin özlemi ile neşeyle gakladı. “Üniversite yaşamı okuduğumuz kitaplardan farklıydı. Hayal ettiğimiz gibi olmadı ama kötü de değildi.” 


Geçmiş ve gelecek bir süre sessiz kaldı. Biri geleceğinin ne kadar zorlu olduğunu yeni fark etmişti. Ona içindeki yanan umut alevini harlamak için gelmişti ama bu kuş o alevin üzerine yağmur suyu dökmüştü. Biri ise geçmişi yad etti. O günleri özlüyordu ama geri gelmeyeceklerini biliyordu. Kurtun ıslak toprağın üzerine çöküp gözlerini kapattığını gördüğünde konuştu.


“Hep yanlış soruları sordun. Kişiliğimizin bir parçası işte. Canımız sıkıldığında her zaman karanlığa bakıyoruz. Yalnız hayat zor durumlardan ibaret değil. Çoğunluğu öyle ama hepsi değil. Hayallerimizin ötesinde karakterler yazdık, çok fazla okuduk. Seni destekleyen ve sevgilerini çekinmeyen bir ailen oldu. Ve dostların, onlar dünyaya değil, kitaplara ait olacak iyi insanlar. Dünya sonsuz acılarla dolu, yine de pes etmenin gereği yok. Kayıp olmak o kadar kötü değil, seninle kaybolan biri daha varsa özellikle."


Yavru kuzguna baktı, kuzgun yavruya. Sonra kurt yavrusu sessizce teşekkür etti ve evinin yolunu tuttu. Ormanın içinde gözlerden uzaklaşırken ağaçların arasında saklanan bir başka kurt daha kendini gösterdi. Bu yetişkin, dişi bir kurttu. Önce giden yavruya baktı. Sonra başını kaldırıp ağacın üzerindeki kuşa döndü ve her gece söylediği o sözleri tekrarladı.


“Bana bir hikaye anlat Kuzgun.”




Bu blogdaki popüler yayınlar

Prolog

2.Kısım: Fenrir'in Kabusu

Mina'nın Hikayesi

1. Kısım: Yalnız Ruh